-
1 şaşırmak
şaşırmak -i verwundert ( oder erstaunt) sein über A; sich irren in D; v/i erstaunt ( oder verblüfft) sein;hesabını şaşırmak sich verrechnen;yolunu şaşırmak sich verirren; sich verfahren -
2 yol
1. subst Weg m; Reise f; ANAT Gang m; TECH Leitung f; Streifen m (eines Stoffes); Art und Weise f; Mittel n, Mittel und Wege pl; fig Ausweg m; Vorgehen n, Methode f; System n; Ziel n, Zweck m; Mal n; TECH Geschwindigkeit f;-e yol açmak einen Weg bahnen, einen Weg anlegen; -e jemandem den Weg freimachen ( oder freigeben); Platz machen; fig jemandem Vorbild sein; fig führen zu;yol arkadaşı Reisegefährte m, -gefährtin f;yol ayrımı Weggabelung f;-i yol etmek oft besuchen A, Stammgast sein bei D;yol gitmek gehen, unterwegs sein;-e yol görünmek v/unp jemandem eine Reise bevorstehen;-e yol(u) göstermek jemandem den Weg zeigen; fam jemanden hinauswerfen; fig jemandem einen Fingerzeig geben;yolu tutmak den Weg sperren; fig einen Weg einschlagen;-e yol vermek jemandem den Weg freigeben; passieren lassen; fig jemanden rausschmeißen, feuern;yol yordam (Verhaltens)Regeln f/pl; Ordnung f;yola çıkmak aufbrechen; abreisen;(-in) yol(un)a düşmek sich auf den Weg machen in A, zu;yola düzülmek aufbrechen;yola gelmek zur Vernunft kommen;-i yola getirmek jemanden zur Vernunft bringen;yola koyulmak sich auf den Weg machen;yollara düşmek (in den Straßen) umherirren; sich auf die Suche begeben;yolda kalmak liegen bleiben, nicht weiter(fahren) können; sich verspäten;yolun açık olsun! glückliche Reise!; komm gut hin!;yoluna çıkmak jemandem entgegengehen;yoluna girmek in Ordnung kommen, geregelt werden;yoluna koymak regeln, ordnen;-in yolunu beklemek jemandes Kommen erwarten;yolunu kaybetmek den Weg verlieren, sich verirren;yolunu şaşırmak sich verirren;-in yolunu tutmak den Weg einschlagen nach;yolunu yapmak einen Weg bahnen; anlegen2. postp yoluna für A; um G willen; im Namen G;
См. также в других словарях:
yolunu şaşırmak — yanlış yola sapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yol — is. 1) Karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık, tarik 2) Karada insanların ve hayvanların geçmesi için açılan veya kendi kendine oluşmuş, yürümeye uygun yer Bahçeleri bahçelere toprak yollar bağlardı. Ç. Altan 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sapıtmak — nsz 1) Ruhsal bir düzensizlik içine düşmek 2) i Şaşırmak Feride, senin kaşların lakırtılarına benziyor, güzel güzel, ince ince başlıyor fakat sonra yolunu sapıtıyor. R. N. Güntekin 3) mec. Saçmalamaya başlamak 4) tkz. Aklını bozmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
şaşmak — e, ar 1) Umulmayan, beklenmeyen veya olağanüstü bir olay, bir olgu karşısında şaşkın duruma gelmek, hayret etmek Aynı anda nasıl olur da başka bir iş tutabileceğine şaşar kalırdınız. B. R. Eyuboğlu 2) den Yolundan sapmamak, gidişini değiştirmemek … Çağatay Osmanlı Sözlük